PearL
Üye
- Katılım
- 21 Kas 2024
- Mesajlar
- 179
- Tepkime puanı
- 0
Gece Namazının Ardından Günahların İtirafı Hususunda Duâ
Allah’ım, ey hükümranlığı ebedi ve sürekli olan; ey ordusuz ve yardımcısız güçlü ve kudretli olan sultan; ey günlerin, ayların, yılların ve asırların geçmesine rağmen izzeti bâki olan! Saltanatın o kadar güçlü ki, ne ilki vardır, ne de sonu. Hükümranlığın o kadar yüce ki, kimse onun sonuna ulaşamaz ve niteleyenler, onun en aşağı mertebesini bile niteleyemezler. Sıfatlar sende kaybolmuştur; nitelikler yüceliğine dayanamayıp dağılmıştır; çok ince düşünen akıllar dahi büyüklüğünün karşısında hayran kalmıştır.
Böylece, sen ilkliğinde ilk olan Allah’sın; bununla birlikte zevali olmayan daimî de sensin. Ben ise ameli az, emeli çok, güçsüz bir kulum. Rahmetinle koruduğun hariç, tüm bağlantı vesileleri elimden çıkmıştır; affına olan ümidimin dışında hiçbir ümidim kalmamıştır. Sana itaat olarak sayabileceğim amelim pek az, isyan olarak itiraf edeceğim şeyler ise pek çoktur. Ancak ne kadar kötü de olsa kulunu affetmek sana güç değildir. O halde beni affet.
Allah’ım, işlerin gizliliklerini ilminle kuşatmışsın. Bilginin yanında her gizli açıktır. En ince, en zarif işler, en gizli sırlar sana gizli değildir. Ben, helak edici küçük günahlardan ve yok edici büyük işlerden sana kaçmış, sana sığınmış iken, beni aldatmak için senden mühlet isteyip de mühlet verdiğin, beni saptırmak için kıyamete kadar bekletilmesini isteyip de beklettiğin düşmanın bana musallat olmuş ve beni yere yıkmıştır. Sana karşı gelip kötü çabamla gazabını hakkettikten sonra da aldatma perdesini kaldırıp beni ve işimi yadırgayarak bana sırt çevirmiş, benden kaçmış ve beni gazabının sahrasında yalnız bırakmış, intikamının avlusuna atmıştır.
Ne katında bana şefaat edebilecek bir şefaatçi; ne sana karşı bana güvence verebilecek bir güç sahibi; ne beni senden koruyabilecek bir kale; ne de senden kaçarken sığınabileceğim bir sığınak var. Sana sığınıp suçunu itiraf edenin durumu, bu. O halde fazlın beni kapsamalı; affın halime şamil olmalı; tövbe eden kullarının en nasipsizi, ümitle kapına gelenlerin en ümitsizi olmamalıyım. Beni bağışla. Hiç kuşkusuz, sen, bağışlayanların en iyisisin.
Allah’ım, ey hükümranlığı ebedi ve sürekli olan; ey ordusuz ve yardımcısız güçlü ve kudretli olan sultan; ey günlerin, ayların, yılların ve asırların geçmesine rağmen izzeti bâki olan! Saltanatın o kadar güçlü ki, ne ilki vardır, ne de sonu. Hükümranlığın o kadar yüce ki, kimse onun sonuna ulaşamaz ve niteleyenler, onun en aşağı mertebesini bile niteleyemezler. Sıfatlar sende kaybolmuştur; nitelikler yüceliğine dayanamayıp dağılmıştır; çok ince düşünen akıllar dahi büyüklüğünün karşısında hayran kalmıştır.
Böylece, sen ilkliğinde ilk olan Allah’sın; bununla birlikte zevali olmayan daimî de sensin. Ben ise ameli az, emeli çok, güçsüz bir kulum. Rahmetinle koruduğun hariç, tüm bağlantı vesileleri elimden çıkmıştır; affına olan ümidimin dışında hiçbir ümidim kalmamıştır. Sana itaat olarak sayabileceğim amelim pek az, isyan olarak itiraf edeceğim şeyler ise pek çoktur. Ancak ne kadar kötü de olsa kulunu affetmek sana güç değildir. O halde beni affet.
Allah’ım, işlerin gizliliklerini ilminle kuşatmışsın. Bilginin yanında her gizli açıktır. En ince, en zarif işler, en gizli sırlar sana gizli değildir. Ben, helak edici küçük günahlardan ve yok edici büyük işlerden sana kaçmış, sana sığınmış iken, beni aldatmak için senden mühlet isteyip de mühlet verdiğin, beni saptırmak için kıyamete kadar bekletilmesini isteyip de beklettiğin düşmanın bana musallat olmuş ve beni yere yıkmıştır. Sana karşı gelip kötü çabamla gazabını hakkettikten sonra da aldatma perdesini kaldırıp beni ve işimi yadırgayarak bana sırt çevirmiş, benden kaçmış ve beni gazabının sahrasında yalnız bırakmış, intikamının avlusuna atmıştır.
Ne katında bana şefaat edebilecek bir şefaatçi; ne sana karşı bana güvence verebilecek bir güç sahibi; ne beni senden koruyabilecek bir kale; ne de senden kaçarken sığınabileceğim bir sığınak var. Sana sığınıp suçunu itiraf edenin durumu, bu. O halde fazlın beni kapsamalı; affın halime şamil olmalı; tövbe eden kullarının en nasipsizi, ümitle kapına gelenlerin en ümitsizi olmamalıyım. Beni bağışla. Hiç kuşkusuz, sen, bağışlayanların en iyisisin.