- Katılım
- 8 Eyl 2024
- Mesajlar
- 2,656
- Tepkime puanı
- 1
BELÇİM BİLGİN YAPIMCILIKTA İLK ADIMI ATTI: “BU BİR DOĞUM GİBİYDİ”
ALL-STAR KADROSUYLA KISA FİLMDE BÜYÜK PRODÜKSİYON!
Senaryosunu Zafer Külünk’ün kaleme aldığı, başrollerinde Belçim Bilgin, Onur Tuna ve Ayça Varlıer’in yer aldığı “Other Me”, çarpıcı konusuyla izleyicinin zihnini sarsmaya hazırlanıyor. Yönetmenliğini Cankut Kaan Bolat’ın üstlendiği kısa film, kadın kimliğini, toplumsal rolleri ve teknolojinin karanlık yüzünü sorgulayan yapısıyla dikkat çekiyor.
Kısa film formatında olmasına rağmen adeta bir uzun metraj titizliğiyle hazırlanan “Other Me”, sinema dünyasında ezber bozan bir prodüksiyonla hayata geçirildi. Yüksek bütçeli bilim kurgu projelerini aratmayan yapım, özel olarak hazırlanan bilişim merkezinde gerçekleştirilen çekimlerde; güçlü teknik donanımı, detaylı set tasarımı ve oyuncular için sağlanan 10 karavanlık konforlu çalışma ortamıyla öne çıkıyor.
“HAYALİM GERÇEK OLDU”
Yapımcılığını ise Belçim Bilgin, Zafer Külünk ve Cankut Kaan Bolat birlikte üstleniyor.
İlk kez yapımcılık deneyimi yaşayan Bilgin, projeyi “ilk bebeğim” olarak tanımlıyor ve şunları söyledi:
“Çok uzun zamandır hayalini kurduğumuz bir projenin gerçekleşmesinin büyük heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu proje benim için çok özel; adeta ilk bebeğim gibi. Geliştirdiğimiz birçok proje vardı ama ilk hayata geçen bu oldu. Ezber bozan bir bilim kurgu türünde olması, sürecin baştan sona bambaşka bir emekle ilerlemesini gerektirdi. İnanılmaz bir ekip bir araya geldi. Tüm departmanlar adeta all-star kadro gibiydi. Saç-makyajdan sanat ekibine, senaristimiz Zafer Külünk’ten yönetmenimize, projeye dâhil olan herkes işine duyduğu saygı ve verdiği emekle büyük fark yarattı. Bu süreç, benim için gerçekten bir doğum gibiydi. Hayatım boyunca iyi bir insan olma çabasında olduğumda, hep mucizelere tanıklık ettim. Bu set de bana gösterdi ki, doğru kurulmuş ekiplerle yeni anlatacağım hikâyelerde de bu mucizeler yeniden ortaya çıkabilir. Çok mutluyum. Bu artık benim için bir inanç hâline geldi; bilgimin, hissimin teyidini alıyorum. Her bir alanla ilgili bilgi sahibi olmak bana çok iyi geldi. Bundan sonra da bu tür hikâyeler anlatmaya devam edeceğim.”
2037 yılında geçen film, kadınların güvensiz bir dünyada kendilerinin yerine yapay zekâ ile klonlanmış robotlarını toplum içine gönderdiği bir evrende geçiyor. Belçim Bilgin, filmde hem kendisini hem de insan görünümündeki robot versiyonunu canlandırıyor.
“Bizim evrenimizde robotlar çok insanlaşmış durumda. Aradaki fark neredeyse yok. Robotlar duygusal bağ kurmayan, her şeyi gözlemleyen ama yorumlamayan varlıklar. Bu da insanı insan yapan temel farkı gözler önüne seriyor,” diyen Bilgin, teknolojinin sunduğu kolaylıklarla birlikte getirdiği tehlikeye de dikkat çekiyor.
SÜRPRİZ PROJELER YOLDA
“KENDİ YAPAY ZEKÂ AVATARIMLA HİKÂYELER ÜRETİYORUM”
Belçim Bilgin ayrıca yapay zekâya olan ilgisini şu sözlerle dile getiriyor:
“Uzun zamandır kendi yapay zekâ avatarımla hikâyeler üzerine çalışıyorum. Bu süreçte yapay zekânın yaratım gücüne olan katkısını net biçimde gördüm. Geçirdiğim bir kaza sonrasında bu fikirler daha da olgunlaştı. Yakında bu çalışmaları da paylaşacağım.”
“Other Me”nin öncelikli hedefi, seyirciye güçlü bir hikâye sunmak olsa da film festivallerine gönderilmesi de Bigin’in hayalleri arasında yer alıyor.
Belçim Bilgin ve Onur Tuna Yeniden Aynı Projede:
“Bu Bağlantı Hiçbir Zaman Kopmaz”
Daha önce Bağlantı Hatası filminde birlikte rol alan Belçim Bilgin ve Onur Tuna, bu kez 2037 yılında geçen distopik bir evrende geçen yeni projeleriyle izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Belçim Bilgin, birlikte çalıştığı Onur Tuna için “Bu bağlantı hiçbir zaman kopmaz. Olağanüstü bir insan. ‘Bağlantı Hatası’nda hatayı konu almıştık, bu filmde ise bambaşka bir evrende, 2037 yılında bir aradayız. Onur işin içinde olarak büyük katkı sağladı. Evrenin erkek dünyası, kadının evrileceği yere ilerlerken onun soğukkanlı ama güçlü duruşu hikâyenin anlamını ortaya çıkardı. Ben hep Onur’la çalışmak isterim,” ifadelerini kullandı.
Filmin distopik dünyasını anlatan Onur Tuna ise projeyle ilgili şunları söyledi: “Elimizde diskopatik bir dünya var. Ancak bu dünya aslında bugünün gelecek korkularını, kadın haklarının gidebileceği noktayı ve teknolojinin kadınların hayatına etkisini anlatıyor. Benim karakterim, kadınların ne kadar zorlandığını, erkeklerin ise bazen farkında olmadan bu dünyayı anlayamayan noktaya geldiğini gösteriyor. Erkekleri kötülemeden, eksik yanlarımızı nasıl tamamlayabileceğimizi sorgulayan bir karakteri canlandırıyorum ve bu rolü oynamaktan keyif alıyorum.”
TEKNOLOJİYLE MESAFELİ ONUR TUNA: “GHAT CPT BİLE YÜKLEMEDİM”
Teknolojiye mesafeli biri olduğunu söyleyen Tuna, “Benim teknolojiyle aram yok denecek kadar az. Bir ‘Ghat CPT’ bile yüklemedim telefonuma. Yapay zekaya bugüne kadar hiç soru bile sormadım. Ama bu durumu iyi yönde kullanan çok arkadaşım var. Film de aslında bu dengenin altını çiziyor. Teknolojinin iyi yanları kadar, kötü yanları da var. Mesela bizim sektörde kareler yakalamak için kullanılan dronelar, bugün silahlı hale gelebiliyor. Bir robotum olsaydı, onun işini doğru yapıp yapmadığını sürekli kontrol ederdim,” dedi.
TUNA’DAN ÇARPICI SORU: “MİCHELANGELO’YU UNUTALIM MI O ZAMAN?”
Tuna, “Michelangelo’nun Bacchus heykelini bir makine üç saatte yapabiliyor. Bu hızlı üretim, beraberinde hızlı tüketimi getiriyor. Bu noktada ‘Michelangelo’yu unutalım mı o zaman?’ diye sormak gerekiyor,” dedi.
AYÇA VARLIER:
TEMİZLİKTE DE İDDİALI:
YERİ ELLE SİLİP BİLLOP GİBİ YAPARIM”
“İNSANSI ROBOTLAR EVDE TEMİZLİK YAPSA HARİKA OLUR”
Filmde, insan benzeri android robotların üretildiği bir fabrikanın görevlisin canlandıran Ayça Varlıer de projede yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Belçim Bilgin’in projesi olduğu için ayrıca heyecanlıyım. Kendisiyle 15 yıldır arkadaşız. Teklif geldiğinde çok mutlu oldum. Sürprizlerle dolu bir hikâye izleyicileri bekliyor,” dedi.
Teknolojiyle arasının mesafeli olduğunu söyleyen oyuncu, “Teknolojiyle aramın aslında çok iyi olması gerekiyor ama yaşımdan dolayı bazen kafam karışıyor. Bu konuda erkek arkadaşım bana yardımcı oluyor. Akıllı telefon, akıllı televizyon ve iPad kullanabiliyorum ama daha karmaşık işlerde mutlaka destek alıyorum. Ev robotlarına henüz geçmedim ama bir robotum olsaydı, temizlik yapmasını çok isterdim. Yer silen robotlar var ama benim kadar iyi silemiyorlar. Yeri elle silip cilkop gibi yapmayı severim. Bu filmdeki gibi insansı robotlar evde olsa ve bütün gün temizlik yapsa harika olurdu” dedi.
“Yapay Zeka Oyunculuğu Bitirir mi?”
Yapay zekânın sektöre etkisine de değinen Varlıer, “Al’ın (Yapay zekâ) bizden çok üstün bir zekaya ulaştığı günler geliyor. Asıl korkutucu olan, bilinç kazanan bir yapay zekâ. Hollywood’da 8 ay süren grev de, yapay zekânın oyunculuğun ve yazarlığın önüne geçmesini engellemek için bazı düzenlemeleri gündeme getirdi. Yapay zekâ her geçen gün daha da akıllanıyor. Evet, korkuyorum ama yine de yapay zekânın oyunculuğu tamamen ele geçireceğine inanmıyorum.” diye konuştu.
GERÇEK KADIN MI, TASARLANMIŞ KOPYA MI?
Yakın gelecekte geçen “OTHER ME”, güvenlik amacıyla tasarlanmış kadın robot modelleriyle dolu bir dünyada, “kendi yedeği” olarak hayatına eşlik eden bir robotun vahşice saldırıya uğraması sonrası travma yaşayan Melissa adlı bir kadının içsel ve dışsal dönüşüm hikâyesini anlatıyor.
Film; bir kadının, etrafındaki herkes tarafından sıradanlaştırılan, nesneleştirilen ve “şirket protokollerine” indirgenen varlığını yeniden tanımlamasını, hafızayı ve adaleti geri alma mücadelesini gözler önüne seriyor.
ZAMANI GELEN BİR HİKÂYE
Teknoloji ile cinsiyet politikalarının kesişim noktasında yer alan “OTHER MR”; hem şiddetin görünmezliğini hem de sistemin kadın bedeni üzerindeki tahakkümünü sert ama estetik bir dille ele alıyor. Kadın bedeninin, arzunun ve güvenliğin şirketler tarafından standardize edildiği bir evrende; Melissa karakteri, “etiketlenen” her kimliğe karşı yükselen bir vicdan ve direniş sesi olarak öne çıkıyor.
GÜÇLÜ YARATICI EKİP VE FESTİVAL VİZYONU
“OTHER ME”, yalnızca bir distopya değil; günümüz toplumuna ayna tutan metaforik bir anlatı.
Filmin ulusal ve uluslararası film festivallerinde yer alması planlanırken, özellikle toplumsal cinsiyet, insan-hakları ve teknoloji ekseninde tematik bölümlerde ses getirmesi hedefleniyor.
yazısı ilk önce üzerinde ortaya çıktı.
ALL-STAR KADROSUYLA KISA FİLMDE BÜYÜK PRODÜKSİYON!
Senaryosunu Zafer Külünk’ün kaleme aldığı, başrollerinde Belçim Bilgin, Onur Tuna ve Ayça Varlıer’in yer aldığı “Other Me”, çarpıcı konusuyla izleyicinin zihnini sarsmaya hazırlanıyor. Yönetmenliğini Cankut Kaan Bolat’ın üstlendiği kısa film, kadın kimliğini, toplumsal rolleri ve teknolojinin karanlık yüzünü sorgulayan yapısıyla dikkat çekiyor.
Kısa film formatında olmasına rağmen adeta bir uzun metraj titizliğiyle hazırlanan “Other Me”, sinema dünyasında ezber bozan bir prodüksiyonla hayata geçirildi. Yüksek bütçeli bilim kurgu projelerini aratmayan yapım, özel olarak hazırlanan bilişim merkezinde gerçekleştirilen çekimlerde; güçlü teknik donanımı, detaylı set tasarımı ve oyuncular için sağlanan 10 karavanlık konforlu çalışma ortamıyla öne çıkıyor.
“HAYALİM GERÇEK OLDU”
Yapımcılığını ise Belçim Bilgin, Zafer Külünk ve Cankut Kaan Bolat birlikte üstleniyor.
İlk kez yapımcılık deneyimi yaşayan Bilgin, projeyi “ilk bebeğim” olarak tanımlıyor ve şunları söyledi:
“Çok uzun zamandır hayalini kurduğumuz bir projenin gerçekleşmesinin büyük heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu proje benim için çok özel; adeta ilk bebeğim gibi. Geliştirdiğimiz birçok proje vardı ama ilk hayata geçen bu oldu. Ezber bozan bir bilim kurgu türünde olması, sürecin baştan sona bambaşka bir emekle ilerlemesini gerektirdi. İnanılmaz bir ekip bir araya geldi. Tüm departmanlar adeta all-star kadro gibiydi. Saç-makyajdan sanat ekibine, senaristimiz Zafer Külünk’ten yönetmenimize, projeye dâhil olan herkes işine duyduğu saygı ve verdiği emekle büyük fark yarattı. Bu süreç, benim için gerçekten bir doğum gibiydi. Hayatım boyunca iyi bir insan olma çabasında olduğumda, hep mucizelere tanıklık ettim. Bu set de bana gösterdi ki, doğru kurulmuş ekiplerle yeni anlatacağım hikâyelerde de bu mucizeler yeniden ortaya çıkabilir. Çok mutluyum. Bu artık benim için bir inanç hâline geldi; bilgimin, hissimin teyidini alıyorum. Her bir alanla ilgili bilgi sahibi olmak bana çok iyi geldi. Bundan sonra da bu tür hikâyeler anlatmaya devam edeceğim.”
2037 yılında geçen film, kadınların güvensiz bir dünyada kendilerinin yerine yapay zekâ ile klonlanmış robotlarını toplum içine gönderdiği bir evrende geçiyor. Belçim Bilgin, filmde hem kendisini hem de insan görünümündeki robot versiyonunu canlandırıyor.
“Bizim evrenimizde robotlar çok insanlaşmış durumda. Aradaki fark neredeyse yok. Robotlar duygusal bağ kurmayan, her şeyi gözlemleyen ama yorumlamayan varlıklar. Bu da insanı insan yapan temel farkı gözler önüne seriyor,” diyen Bilgin, teknolojinin sunduğu kolaylıklarla birlikte getirdiği tehlikeye de dikkat çekiyor.
SÜRPRİZ PROJELER YOLDA
“KENDİ YAPAY ZEKÂ AVATARIMLA HİKÂYELER ÜRETİYORUM”
Belçim Bilgin ayrıca yapay zekâya olan ilgisini şu sözlerle dile getiriyor:
“Uzun zamandır kendi yapay zekâ avatarımla hikâyeler üzerine çalışıyorum. Bu süreçte yapay zekânın yaratım gücüne olan katkısını net biçimde gördüm. Geçirdiğim bir kaza sonrasında bu fikirler daha da olgunlaştı. Yakında bu çalışmaları da paylaşacağım.”
“Other Me”nin öncelikli hedefi, seyirciye güçlü bir hikâye sunmak olsa da film festivallerine gönderilmesi de Bigin’in hayalleri arasında yer alıyor.
Belçim Bilgin ve Onur Tuna Yeniden Aynı Projede:
“Bu Bağlantı Hiçbir Zaman Kopmaz”
Daha önce Bağlantı Hatası filminde birlikte rol alan Belçim Bilgin ve Onur Tuna, bu kez 2037 yılında geçen distopik bir evrende geçen yeni projeleriyle izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Belçim Bilgin, birlikte çalıştığı Onur Tuna için “Bu bağlantı hiçbir zaman kopmaz. Olağanüstü bir insan. ‘Bağlantı Hatası’nda hatayı konu almıştık, bu filmde ise bambaşka bir evrende, 2037 yılında bir aradayız. Onur işin içinde olarak büyük katkı sağladı. Evrenin erkek dünyası, kadının evrileceği yere ilerlerken onun soğukkanlı ama güçlü duruşu hikâyenin anlamını ortaya çıkardı. Ben hep Onur’la çalışmak isterim,” ifadelerini kullandı.
Filmin distopik dünyasını anlatan Onur Tuna ise projeyle ilgili şunları söyledi: “Elimizde diskopatik bir dünya var. Ancak bu dünya aslında bugünün gelecek korkularını, kadın haklarının gidebileceği noktayı ve teknolojinin kadınların hayatına etkisini anlatıyor. Benim karakterim, kadınların ne kadar zorlandığını, erkeklerin ise bazen farkında olmadan bu dünyayı anlayamayan noktaya geldiğini gösteriyor. Erkekleri kötülemeden, eksik yanlarımızı nasıl tamamlayabileceğimizi sorgulayan bir karakteri canlandırıyorum ve bu rolü oynamaktan keyif alıyorum.”
TEKNOLOJİYLE MESAFELİ ONUR TUNA: “GHAT CPT BİLE YÜKLEMEDİM”
Teknolojiye mesafeli biri olduğunu söyleyen Tuna, “Benim teknolojiyle aram yok denecek kadar az. Bir ‘Ghat CPT’ bile yüklemedim telefonuma. Yapay zekaya bugüne kadar hiç soru bile sormadım. Ama bu durumu iyi yönde kullanan çok arkadaşım var. Film de aslında bu dengenin altını çiziyor. Teknolojinin iyi yanları kadar, kötü yanları da var. Mesela bizim sektörde kareler yakalamak için kullanılan dronelar, bugün silahlı hale gelebiliyor. Bir robotum olsaydı, onun işini doğru yapıp yapmadığını sürekli kontrol ederdim,” dedi.
TUNA’DAN ÇARPICI SORU: “MİCHELANGELO’YU UNUTALIM MI O ZAMAN?”
Tuna, “Michelangelo’nun Bacchus heykelini bir makine üç saatte yapabiliyor. Bu hızlı üretim, beraberinde hızlı tüketimi getiriyor. Bu noktada ‘Michelangelo’yu unutalım mı o zaman?’ diye sormak gerekiyor,” dedi.
AYÇA VARLIER:
TEMİZLİKTE DE İDDİALI:
YERİ ELLE SİLİP BİLLOP GİBİ YAPARIM”
“İNSANSI ROBOTLAR EVDE TEMİZLİK YAPSA HARİKA OLUR”
Filmde, insan benzeri android robotların üretildiği bir fabrikanın görevlisin canlandıran Ayça Varlıer de projede yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Belçim Bilgin’in projesi olduğu için ayrıca heyecanlıyım. Kendisiyle 15 yıldır arkadaşız. Teklif geldiğinde çok mutlu oldum. Sürprizlerle dolu bir hikâye izleyicileri bekliyor,” dedi.
Teknolojiyle arasının mesafeli olduğunu söyleyen oyuncu, “Teknolojiyle aramın aslında çok iyi olması gerekiyor ama yaşımdan dolayı bazen kafam karışıyor. Bu konuda erkek arkadaşım bana yardımcı oluyor. Akıllı telefon, akıllı televizyon ve iPad kullanabiliyorum ama daha karmaşık işlerde mutlaka destek alıyorum. Ev robotlarına henüz geçmedim ama bir robotum olsaydı, temizlik yapmasını çok isterdim. Yer silen robotlar var ama benim kadar iyi silemiyorlar. Yeri elle silip cilkop gibi yapmayı severim. Bu filmdeki gibi insansı robotlar evde olsa ve bütün gün temizlik yapsa harika olurdu” dedi.
“Yapay Zeka Oyunculuğu Bitirir mi?”
Yapay zekânın sektöre etkisine de değinen Varlıer, “Al’ın (Yapay zekâ) bizden çok üstün bir zekaya ulaştığı günler geliyor. Asıl korkutucu olan, bilinç kazanan bir yapay zekâ. Hollywood’da 8 ay süren grev de, yapay zekânın oyunculuğun ve yazarlığın önüne geçmesini engellemek için bazı düzenlemeleri gündeme getirdi. Yapay zekâ her geçen gün daha da akıllanıyor. Evet, korkuyorum ama yine de yapay zekânın oyunculuğu tamamen ele geçireceğine inanmıyorum.” diye konuştu.
GERÇEK KADIN MI, TASARLANMIŞ KOPYA MI?
Yakın gelecekte geçen “OTHER ME”, güvenlik amacıyla tasarlanmış kadın robot modelleriyle dolu bir dünyada, “kendi yedeği” olarak hayatına eşlik eden bir robotun vahşice saldırıya uğraması sonrası travma yaşayan Melissa adlı bir kadının içsel ve dışsal dönüşüm hikâyesini anlatıyor.
Film; bir kadının, etrafındaki herkes tarafından sıradanlaştırılan, nesneleştirilen ve “şirket protokollerine” indirgenen varlığını yeniden tanımlamasını, hafızayı ve adaleti geri alma mücadelesini gözler önüne seriyor.
ZAMANI GELEN BİR HİKÂYE
Teknoloji ile cinsiyet politikalarının kesişim noktasında yer alan “OTHER MR”; hem şiddetin görünmezliğini hem de sistemin kadın bedeni üzerindeki tahakkümünü sert ama estetik bir dille ele alıyor. Kadın bedeninin, arzunun ve güvenliğin şirketler tarafından standardize edildiği bir evrende; Melissa karakteri, “etiketlenen” her kimliğe karşı yükselen bir vicdan ve direniş sesi olarak öne çıkıyor.
GÜÇLÜ YARATICI EKİP VE FESTİVAL VİZYONU
“OTHER ME”, yalnızca bir distopya değil; günümüz toplumuna ayna tutan metaforik bir anlatı.
Filmin ulusal ve uluslararası film festivallerinde yer alması planlanırken, özellikle toplumsal cinsiyet, insan-hakları ve teknoloji ekseninde tematik bölümlerde ses getirmesi hedefleniyor.
yazısı ilk önce üzerinde ortaya çıktı.